1 Temmuz 2009

More Than Meets the Eye



Gittim bu filme de. Bu filmi de sevdim. Üçüncüyü çeksinler dördüncüyü çeksinler, onları da severim. Olayım bu. Objektif değilim. Çünkü mevzu Transformers. Çocukluk yıllarımın en büyük olayı. Hasbro üretsin ben alayım şeklinde ilerleyerek dolup taşan bir oyuncak çantasının oluşmasının ana nedenleri. Az vakit harcamadım çizgi filmdeki dönüşüm süresinde elimdeki transformerı dönüştürmeye çalışarak.. Bu nedenlerden dolayı da filmdeki olumsuzlukları göresim gelmiyor; yapamıyorum. Görsem de umursamıyorum. Baştan belirteyim dedim.

İlk filmin sonunda Optimus Prime'ın yaptığı "Gelin olm burası derin değil" çağrısının üzerine bir ikinci filmin geleceğini tahmin etmiştik. İlk filmin sonunda Megatron okyanusun en derin yerine atılmış, Starscream her zamanki gibi kaçıp gitmiş, Autobot'lar en az kayıpla dünyayı kurtarmışlardı. Ve son sahnedeki çağrıdan anlaşılacağı gibi, buradan gitmeyi pek düşünüyor gibi de görünmüyorlardı.

İkinci film, Autobot'larla işbirliğine giren insanların dünyada kalan Decepticon'ları temizlemekte olduğu, başroldeki veledin üniversiteye gittiği, Megan Fox'un motosiklet üzerinde seksi pozlar verdiği bir ortamda başlıyor. Daha sonra Megatron bir şekilde hayata döndürülüyor ve Allspark'tan kalan bir parçayı bulmak üzere Decepticon'lar dünyaya akın ediyor. Bu Decepticon'lar arasında en iddialı olanı da yanlış yola sapmış eski bir Prime olan Fallen.

Burada yan yola sapıp bir sıkıntımı dile getirmek istiyorum. İlk filmde onlarca Transformers metropol ortasında meydan muhaberesi vermiş, dünyalar inlemişken, ikinci film sanki bu olaylar hiç yaşanmamış da bu robot dostlarımız üç beş devlet ve ordu adamından başka kimsenin bilmediği bir mevzuymuş gibi davranılıyor. Zaten bu filmde beni en çok rahatsız eden de bu diğer insanların dünya umrumda değil davranışlarıdır. Yanından 10 metrelik bir robot ingilizce konuşarak geçiyor lan, bi bak kimmiş kimlerdenmiş, ne arar buralarda.. Yok arkadaş, umrunda değil adamın..

Neyse, çeşitli klişeleri görmezden gelinebilirse (sikişen köpekler, dırdırcı anne, umursamaz baba, amerikan ordu teknolojisi vb.) filmin ikinci yarısında meydana gelen "o" savaş ile tüm neşe geri geliyor, en azından bir yere kadar. Ormanda Optimus Prime'ın Megatron ve sanırsam Starscream ve bir diğer Decepticon'a karşı gerçekleştirdiği sokak kavgası filmin zirvesi. Özellikle savaş anlarında ilk filmde yaptıkları gibi amatör kamera çekimi havasından uzak kalmaları, neler döndüğünü daha iyi görmeyi sağlaması açısından iyi olmuş.

Bu filmde bir sürpriz son bekleyen olacağını sanmıyorum ama yine de izleyecek olan varsa burayı okumadan geçebilir. Filmin sonunda Megatron'un efendisi Fallen'ın dünyaya inişi ve Optimus Prime'ın dirilişi ile izleyen herkeste oluşan "anaam mevzu patlayacak" hissi, Optimus'un Fallen ve Megatron'u yaklaşık 47 sn civarında harcamasıyla sönüp gitti.. Bütün filmin beklenen anı, yaşını başını almış bir Autobottan aldığı parçalarla kendini upgrade eden Optimus'un gereğinden fazla güçlü olmasıyla işin tadını kaçırması şeklinde bitti. Tek güzel an "I rise, you fall" cümlesiydi sanırım.

Filmde bolca GM çıkışlı otomobil de sergileniyor. Zencivari iki Autobot koyularak aile tipi iki modeli bile gözümüze sokmayı başarmışlar. Hatta okuduğum bir yazıya göre GM, yeni çıkacak spor otomobillerinin de filmde görünmesini istemiş ve bunun üzerinde yapımcılar götlerinden bir Autobot sallamışlar. Filmde görülen gri (ya da beyaz) spor otomobil kendisi.


Bir nokta da şu: İki sene önce çekilen (renderlanan?) ilk filmi izledikten sonra söylediğim şey "sahnede insan gördüğün vakit gözlerini dinlendirebilirsin, ama dikkat et o insan megan fox olmasın" idi. Bu görüşümü bir bakıma koruyorum, çünkü başrol oyuncusunun ailesini barındıran sahneler gerçekten üzücü.. Ancak bunun yanında Megan Fox'u barındıran sahneler de softcore porno film introsu havasında olmuş. Sürekli bir yakın çekimler, zıplayan göğüsler, şişkin dudaklar gözümüze gözümüze sokulmuş.. Fena göze batıyor bir noktadan sonra.

Yapımcısı yönetmeni, insan formunda bir transformer yaratmış, rezalet holivut klişelerini kullanmış, film Ameeeriiika Ameerika diye bağırıp durmuş olmasına rağmen sevdim ben bu filmi. Belki ben olaya fazla taraflı yaklaşıyor olabilirim ama filmi yerden yere vuran eleştirmen insanlara da sormak isterim nedir bir Transformers filminden beklentileri. Daha iyi olabilir miydi? Tabi ki de olurdu. Ki bence bunun için, filmin 3. dakikasında Optimus Prime ile Bumblebee'nin başroldeki denyonun evinin üstünde halay çekmesi yeterliydi. Megan Fox'u da Fallen'a postalarlardı. Filmin kalanı güzel arabalar ve dövüşen robotlarla sürüp giderdi.. Olmadı, ama yine de güzel oldu.





















Nerdeen nereye be Optimus..

4 yorum:

trapano

isimlerini hatırlamam mümkün değil. 5yaşındaydım. kabakulak olmuştum. moral verir diye transformers almaya götürdüler. herzaman kırmızı minibüs favorimdi. gittim eşeklik yaptım küçük mor yarış arabasını aldım. kabakulağı çok ağır geçirmemde etkisi vardır

Adsız

yok dolmuş amına koyim ahah kırmızı minibüsmüş.

trapano

sen ne derdin, söylesene minibüs deil de ne söyle

-2

kamyon değildi di mi?

Herkes Yazıyor  © 2009