Kalın veya yatık kısayollar...
Dünyayı küçültüp cebimize koyalım mı? Evet, evet; bu bir çeşit origami. Bale Gölü'nde yüzen kuğular yapmaktan daha kolay, işlevsel, huzur verici, ve dahası şenlikli! "Pamuk eller cebe!" diyerek başlayalım o zaman. Bir bloğun açılmasıyla başladı her şey! Herkes, kâğıdın bir parçasını büküyor, kırıştırıyor, nemlendiriyor. Ortaya çıkacak ürünün boyutları zamanda ve uzamda belli belirsiz gözüküyor. Herkes için heyecanı da burada saklı. Herkes derken? Derinliği bilinmeyen bir havuzun etrafında toplanmış bir avuç insan. Suyunu onlar dolduruyor, ne kadar berrak ya da bulanık olacağına onlar karar veriyor. Sıcaklık her bir metreküpte değişiyor. Umutla söylüyorum, kimse sadece ayaklarını sokmuyor havuza. Gözlerini bağlayıp atlıyor, kaydıraktan kayıyor, su yutuyor, çişini yapıyor gizlice, alarmlara kulak asmıyor. O kırmızı kurdelânın bir parçası belime sarıldı. Ana evini terk etmiş yeni gelinler gibi hissediyorum. Lâkin içim hiç buruk değil. Mutluyum, havuzda benim de klorum bulunsun istiyorum. Şimdi durup bir baktım da, dünya epey küçülmüş. Yazınca oluyormuş. Ama şımarmıyorum, daha çok şey var; kalın veya yatık kısa yollar, metin rengi, önizleme ve benzerleri. Tüm blog sakinlerine hayırlı olsun diyorum. Kılıfı sürekli değişen yastıklarda kocayalım inşallah!
1 yorum:
Kılıfı sürekli değiştirerek "yaşanmışlık hissini kaybetmek" olası.
Pis pis yatarım.
Yatmalı da zaten...bazen.
Yorum Gönder