11 Mayıs 2009

Işınla Beni Scotty!



Şimdilerde sinemalarda Star Trek.. Daha önce hiç bir bölümünü yada filmini izlememiş olarak sadece bir kaç yüz bir kaç söz kalmış aklımda, nerden yer ettiğini bilmediğim. Işınla bizi Scotty, Atılgan uzay gemisi, uzun kulaklı sivrı kalkık kaşlı bir adam ve küçük bir odanın içinde sarı kırmızı giysili insanlar.. Bilmiyorum acaba küçükken kendimi de fazla bilmezken denk geldim de öyle mi girdi bunlar hafızama.Bir de bir turist ömer filmi vardı onda da çok kolpa da olsa Star Trektekilere benzer birşeyler olan. Ozamanlarda çocuktum ve çocuk aklım bunların çok ayrımını bilemese de ozamanlarda da bi tanımışlıkla izlemiştim o filmi. Gülmüştüm heralde hatırlamıyorum tam ama korkmuştum bunu hala hissedebilicek kadar hatırlıyorum. Bir cannavar vardı elleriyle insanların vücudundaki tuzu emebilen.İşte ben o filmle ilgili en çok bunu tam net olarak hatırlıyorum. Ha bir de konuşan ne sorsan cevaplayan "kompiter"le Turist Ömer diyalogları yarım yamalak.

İşte adını bile tam bilemediğim bu bir zamanlar beğenilen dizisinin filmine bu kadar bilgiyle girdim. Çıktığımda çoktan Star Trek meraklısı olmuştum. Eski filmlerin nasıl heba edildiğini bildiğim o Hollywood filmlerine karşı önyargıma, senaryonun sanki aceleye gelip "biz yazdık oldu" mantığıyla gereksiz mantık hataları içermesine, aslında eski hikayeye göre hatalarının oluşuna..Bunların hepsine rağmen evet ya ben ne olursa olsun çok sevdim bu filmi.Eski filmleri bilmiyorum ya hiç, okuduğum bir yoruma göre eski olaylara az biraz da ters düşmüş. James T. Kirk'ün genç de olsa bu kadar itici olması, mantık abidesi Spock'ın asansörlerde duygularına yenik düşüp Uhura'yla öpüşüp koklaşması, bir de köprü fazlasıyla renkli pek bir çümbüşlü pavyona benzetilmesi en eleştirilen noktalar olmuş. buna rağmen çekilen en iyi Star Trek filmi olduğu kabul edilen bir şey.Yeni Spock eski Spock karşılaşması, araya serpiştirlen birkaç güzel replik, e artık yapılmasa ayıp olcak efektler seyredilesi kılmış filmi. Bunlardan öte kendi açımdan uzay-zaman gerçeklikleri, karadelikler , warp hızı, uzay araçları fazlasıyla çekici geldi ve çıkarken ilk isteğim eve gidip eski bölümleri bulabilmek olmuştu. Hala da aramaktayım bulduğumu indirmekteyim. Yakındır ki hepsini izleyeceğim. İnsanların bu hayal gücüyle herşeyin ötesine daha ötesine giderek yarattıkları tüm bu alem hep heycan verici oldu bana hep de olucak sanırım. Görünüşe göre bizim için hayalde kalcak olsa da hepsi, hayali bile güzel be..

Energize!!

4 yorum:

Zaphod

yeni filmi izlemedim ama ne kadar profesyonel yapılmış olursa olsun "kült" haline gelmiş yapıtların tekrar çekilmesi fikrine ben yokum.

herşeyden bağımsız falan da düşünemem. bunlar ön yargı falan değil, çünkü şu güne ait değil o hikaye ve böyle bir film için yapılabilecek tek şey teknolojinin nimetlerinden yararlanılarak çağdaş bir görünüme kazandırmak. bilmiyorum belki senaryoda da değişiklikler yapmışlardır ama bu dahi kurtarmaz bir kültü küllerinden doğurmaya.

uzay yolunun çekici olan tarafı insanlığın uzayı keşfetme yarışına girdiği (rusya vs abd) dönemde bize uzayda olabilecek o renkli yaşamdan kareler sunmasıydı ve "ilk yapılanlardan" olduğundan dikkat çekiyordu. şu an uzaydaki yaşama dair entrikaların süslediği bir konuyla patronunun karşısına çıkabilecek bir senaristin olması mümkün mü?

beğeniler zaman aşımına uğruyor ve gerçekten hızlı bir şekilde gerçekleşiyor bu süreç. bu yüzden kült olanı tekrar çekmek "be kind rewind" tabiriyle "sweded" olursa tat veriyor ve ayakta alkışlanıyor...

@Namáriël;
sen belki referans zamanı tutturmak adına dikiz aynasından bakarmışcasına izlemişsindir filmi ama ütü yaparken büfenin aynasından hangi memnuniyetle izleyebiliyorsan televizyonu eski bölümler de sana daha fazlasını vermeyecektir.

-2

yorumlara sınırlama getirelim. maksimum 5 satır olsun.

trapano

evet ya insanın elinin ayarı olur değilmi? bu adamın işi bu ama postun önüne geçmek...fly fly fly plane kanat wings geliyor

Suda Balık

naif bir nostaljiden ibaret bir film değilmiş...kafan rahat olabilir. imdb top 250'de an itibarı ile 69. sırada.

Herkes Yazıyor  © 2009