25 Ağustos 2009

Günlük Tandansı

Anket katalizörlüğünde bir günah çıkarma olacak ama durum bunu gerektirdi.
Beni bilenlerin çok iyi bileceği üzere ben anlatmayı seven bir insanım. Evet...Başarabiliyorum bunu. Bir telefon konuşmasını; bir gtalk sohbetini; cadde üzerinde bir karşılaşma esnasında gelişen ufak bir diyaloğu insanları detaylara boğarak anlatabiliyorum.

"E anlat dinleyelim o zaman" demek bence her okuyucunun hakkı. Bencil bir bakış açısı ile etrafımdaki insanların yemesinin; içmesinin; gezmesinin; doğmasının; ölmesinin; evlenmesinin; boşanmasının; taşınmasının benim üzerime etkilerini yok sayarsak eğer hareketlerimi tanımlayacak bir fiilin varlığından şüphe etmek durumunda kalıyorum. Muhtelif sayıda sinema, cafe ve barın olası kombinasyonları ile geçen hayatımda belgelenmesini istediğim hiçbir şey bulamıyorum. "Yaşadıklarınla mı varsın sadece salak herif? Bildiklerini, öğrendiklerini anlatsana madem"...demeyin lütfen. Karnıma oturur kalır. Çeviremem.

"Belgelemek" fiilini bilerek seçtim aslında. Geçen gün oturup yazılmış bütün postları tek tek okudum. 4 aylık bir ömre sahip blogumuzun dahi yaşattığı nostalji hissini harika buldum. Buradan aksiyonlu günler geçiren yazarlara sesleniyorum: Kimse yeni bir yer görmüyor mu? Aynı anda herkesin mi hayatı rutinden öte ritüelleşti? Marquez'e göndererek kendim için söyleyebilirim "anlatmak için" yaşadığımı... Sırf hikaye olsun diye aptallık yapmanın "sünnet" olduğunu bile söyleyebilirim inançlı google arayıcılarını etkim altına almak adına.

Yazınca insan açılıyor... Taps'e gittim bugün ilk kez. Trapano'nun ünlü deyişi ile "Ramazan'da içen elit kitlenin" arasına karıştım. Cinsini hatırlayamadığım bir alman birasının ingiliz usulü yapılmışını içtim. Orta sertlikle bir bira olduğu söylendi bana..İçimini de gayet keyifli buldum. "Neredeyse kırmızı" rengiyle bende bir şeyler denediğim hissiyatını yarattı neyse ki... geçer not verdim kendisine. Adını öğrenebilirsem hayatımın geri kalanında da tüketebilirim. (Yıllar sonra şu paragrafı okumak müthiş keyifli olacaktır....İlk taps birası içilmiş. Muhtemelen bir boka benzemeyen bira bir şey sanılıp övülmüş. Gelecekten bakınca tam bir kaybeden insan portresi. Gençliğime versin.)

Gezeceğim diye başladığım yaz mevsimi sona ererken "hiç gezememiş olmanın" sıkıntısı kapladı içimi demek isterdim ama hiç salladığım yok bu durumu. İnsanın içinde olacak sanırım..
Lakin İstanbul'a gelmeyi başarmak üzereyim... "Yaz okulu kaplanı" Şerbetçi ve "Milano fatihi" Berthelemy'nin katılımı ile ağustos ayının son cumartesisini yakalayabileceğim sanırım. 4-5 günlük kısa ziyaretim süresinde görebildiğim kadar insan görmek niyetindeyim. İlgilenenler ulaşsın bana. Au revoir!!!

5 yorum:

çölde gezen

Neden kabul etmiyorsun işsiz güçsüz, amaçsız ve hatta şuursuz bir adam olduğunu da, hala hafiften kendini anlatmaya çabalıyorsun. bırak dünyanın en güzel sıfatlarına sahipsin şu an.

ben sana teşhis koydum daha önce. daha neyin peşindesin?

trapano

elit cemiyetimize hosgeldin.

gecen gun gittigim iftar yemeginde garsonla aramizda gecen diyalog

-ne icersiniz? efe yeni raki tekirdag?
- yeni raki

elit restorantta elit insanlar elit bir iftar

yaklasik 10masada raki vardi

Suda Balık

@trapano
Yanlış anlaşılmışım. Bu cemiyetin üyesiyim zaten bir süredir ben. İnsanlara açıklama yapıyordum ben sadece...Dışlamayın beni.

-2

" "Belgelemek" fiilini bilerek seçtim aslında."

şu cümleyi okuduktan sonra, "siktr kaçırmışım" deyip ilk iki paragrafta belgelemek kelimesini aradım deli gibi. ctrl+f yapıcaktım ama kelimenin çekimi başkadır, bulamaz korkusuyla onu da yapmadım. buldum ama. ikinci paragrafmış.

Suda Balık

@-2
hehehe...döndün mü sen?

Herkes Yazıyor  © 2009