Deneme Tandansı
Arayan her şeyi buluyor hayatımda.
Görüşürüz yakın zamanda.
Güzel kız koyayım bir tane..Özledim
Hatayın samandağ ilçesinde bir araya geldikleri evde rakı içmeye başlayan ve rakı bitince evde bulunan tütün kolonyasını içen üç arkadaş hastanelik oldu Görme bozukluğu şikâyeti ile hastaneye başvuran üç arkadaş yaşam mücadelesi veriyor.
Asaf Beyazıt (52) önceki gün öğle saatlerine doğru görme bozukluğu şikâyetiyle hastaneye başvurdu. Aynı gün akşam üzeri rahatsızlanan Burak vahit Işık (40), çevlikten’den Antakyaya gönderildi. Bilinci kapanan Işık, yoğun bakıma alındı. Bir süre sonra yine görme bozukluğu şikâyetiyle hastanaye başvuran Abdo Yılmaz da (57) reyhanlı’ya sevk edildi. Şahısların da rakının üzerine kolonya içtiklerini ifade ettikleri öğrenildi.
Eskisi gibi olmayan kışın sonlarıydı. Çalışanlar işlerinden başını kaldırıp bloga yazı yazamayacak kadar yorgun. Çalışmayanlarsa hayatlarında kayda değer bir değişiklik olmadığından suskunlardı. Recep İvedik 3 vizyonda; Star Wars CNBC-e'deydi.
Kömür'ün saçtığı pozitif enerjiye rağmen Suda Balık'ın Milano'ya yaptığı master başvurusu (%99,9) reddedilmişti.
Olağandışı bir şey yoktu.
Herkes sakindi ve öyle kalmalıydı.
Bu havalı fransızca sözcük deja vu'nun kızkardeşidir. "Hiç görülmemiş" anlamına gelir. Beynin oynadığı oyunlardan biri. Nasıl deja vu'da ilk kez yaptığımız ya da hissettiğimiz birşeyi daha önce yaşamış gibi hissediyorsak jamais vu'da da sürekli yaptığımız birşeyi ilk kez yapıyormuşuz hissine kapılırız. Ama bilinçliyizdir, daha önce yaptığımızı biliriz ama öyle hissetmeyiz. Unutmaktan biraz farklı yani. Fransızca olunca böyle artistique duruyor. Sokaktan birine sorsan "bana bi hal geldi" der. Bir de deja vu'nun yanında üvey evlat gibidir. Daha az görüldüğünden herhal. Üstüste yaşanırsa noluyor bilmiyorum. Astral seyahate çıkarsınız artık.
Bu sözüm özellikle Suda Balık ve şerbetçi'ye. Köfteci Apo'ya her gidişinizde ilk kez gidiyormuş gibi hissettiğinizi düşünün. Heyecanlandınız dimi hehhe..
En gıcık kapmaya başladığım sözlerden biri budur. Arkadaş, yıllardır birileri hapşırınca biz çok yaşa demedik mi? o da "sen de gör" demedi mi? bu bir gelenek değil mi? gelenekten öte kelime anlamı olarak da duruma oturan bir laftır. hapşırınca bir an için kalbimiz durur. yani ölürüz. o yüzden "aman sen bize lazımsın kalbin durmasın daha çok yaşarsın inşallah" anlamında çok yaşa deriz. Ama son yıllarda bazı sivri insanlar alttan alta bir mesaj vermeye çalışmak için değiştirmeye çalıştı bunu. iyi yaşaymış. hapşırmamla ne ilgisi var iyi yaşamanın? hapşırdığımda bir an için sevgilimden ayrıldım, işimden kovuldum, evim başıma yıkıldı, kötü yola mı düştüm? anlam olarak durumu karşılamaması bir yana samimiyetten uzak, gösteriş kokan bir hareket. hem iyi yaşamak nasıl olur bunu da bi anlatıversin bunu diyen kişi. halbuki "çok yaşa"nın mesajı gayet açık ve samimi. banyodan çıkana da "sıhhatler olsun" deriz mesela. sıhhat kelimesini gündelik hayatında kaç kere kullanıyosun? ama dilimize böyle yerleşmiş böyle devam edecek. gelenekleri koruyalım, anlamsızca değiştirmeyelim. bayramlarda büyüklerimizin halini hatrını soralım, ellerinden öpelim.
ha bir de yeni doğan bebeğe "allah uzun ömürler versin" yerine "allah iyi ömürler versin" diyen var mı merak ediyorum. varsa allah bildiği gibi yapsın onları.
Sıkıcı hayatlarına renk katmak isteyen iskandinavların icat ettiği bir yol imiş kendisi.
1:00 itibariyle koordine manevra olayına güzel örnek var.
Herkes Yazıyor © 2009